
Evren varlığı içinde dinin sırrı hukuk, hukuk sırrı vicdan, vicdan sırrı sevgidir. (Hacı Ahmet Kayhan Dede)
Toplum hayatını düzenleyen iki önemli kurum din ve hukuk. Din ve hukuk arasında sıkı bir ilişki vardır, zira peygamberler toplumda hukuk adamı görevi de yerine getirmişlerdir.
Dünyada yaygın olarak her hukuk temelinde mutlaka dini bir unsur bulunmaktadır.
Peki nedir hukuk?
Evrende yaratılmış olan canlı cansız ne kadar varlık varsa hepsine adaletle davranmaktır.
Vicdan ise bütün varlığa karşı merhamet ve adalet hissiyatıdır. Hak yememe hassasiyetidir ondan ki hukukta vicdanın ayrı bir yeri vardır.
Hukuk sırrı vicdandır.
Vicdanın kaynağı sevgidir. Vicdansız sevgi, sevgisiz vicdan olmaz. Yaradılışın özü sevgidir. Sevgi kaynakla aynı titreşimde olmaktır. Bütün varlıkları sevmeli miyiz?
Sevmeliysek Neden?
Yunus Emre “yaradılanı sev yaradan’dan ötürü” demiş.
Allah bilinmek istedi, Adem’i yarattı. Bütün varlıklar cenab-ı Hakk’ın esmalarının suretidir. Allah’ın esmalarının tecellilerini sevmemek olur mu, hukukuna saygı göstermemek olur mu? O zaman bir insan hakkı seviyorum diyorsa mutlak surette varlığı da sevmelidir. O varlık ki kişinin de aynasıdır. Ne varsa alemde numunesi vardır Adem’de. Anlam olarak, cisimlerin içi de dışı gibidir. Evrende hiçbir şeyin ne içi ne de dışı küçük veya büyük değildir. Her şeyin kökeni, çok gizli olan aynı şey, yani Yaradan’dır. Küçük âlem, büyük âlemin aynısı olarak yaratılmıştır. Bu anlamda, fiziksel ve ruhsal bedenden oluşan mikro kozmos; makro kozmos ile aynıdır .
İyi kötü, güzel çirkin, faydalı faydasız diye hiçbir ayrım yoktur. O zaman her şey iyiye hizmet eder. Yine de insan fıtratına göre sevip sevmemek de özgürdür ancak bütün varlıkların hukukuna saygı duymak zorundadır.
Mevlana der ki: “Peygamberimizin izi aşktır. Biz aşkın çocuklarıyız.”
Aşk bütün alemlerin döngüsüdür.
Fazla uzatmadan AŞK konusunu başka bir yazıya kapı aralamak için burada noktalıyorum.
Sevgi bineği yanınızdan ayrılmasın…
Filiz Zehra
❤️